PKK’nın Fesih Toplantısında Murat Karayılan’ın Çarpıcı Sözleri
Terör örgütü PKK’nın önde gelen isimlerinden Murat Karayılan, geçtiğimiz günlerde düzenlenen kritik bir toplantıda çok konuşulacak ifadeler kullandı. Karayılan, örgüt içindeki tartışmalarda, “PKK gibi bir güç savaşırsa destek verecek, ilişki kuracak olanlar var. Bu fırsat var. Kimse bizi kuşatıp, boğup, ortadan kaldıramaz” şeklinde sözler sarf etti. Bu açıklama, örgütün direncini ve içsel güvenini gözler önüne sererken, aynı zamanda dış güçler ve rakip devletler üzerindeki umudu da yansıttı.
KCK’nın Elebaşından Emperyalist Güçlere İşaret: Bese Hozat’ın Vurguları
Bese Hozat kod adlı Hülya Oran ise, bölgedeki jeopolitik gelişmeler ve uluslararası güçlerin Kürtler üzerindeki hesaplarına dikkat çekti. “İsrail, bölgede giderek temel hegemonik güç haline geliyor. Tüm bölge üzerinde etkisi artarken, ABD, İngiltere ve Batı’nın ciddi desteğiyle bu güçlenme devam ediyor” diyen Hozat, sözlerine şöyle devam etti: “Bu gelişmeler doğrudan Kürtleri de yakından ilgilendiriyor. Tüm bu dizayn ve savaş süreçlerinin merkezinde Kürtler bulunmaktadır. İsrail ve ABD başta olmak üzere, bölgedeki güçlerin Kürtler üzerinde ciddi stratejik planları ve hesapları var.” Ayrıca, bu gelişmelerin Türkiye’yi de derinden etkilediğine işaret eden Hozat, yeniden Öcalan ile diyalog kapılarının aralandığını ifade etti.
Öcalan’ın Serbest Bırakılması ve Silah Bırakma Süreci
Hozat, PKK’nın silah bırakma kararını hayata geçirebilmesi için en temel koşulun, örgütün lideri Abdullah Öcalan’ın özgür olması gerektiğini belirtti. “Şu çok nettir, bunu açıkça söylüyoruz. Elden silahı ancak Öcalan alabilir. Bu da sadece Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanmasıyla mümkündür” diyerek, Öcalan’ın serbest bırakılmasının, silahların inmesine giden yolun anahtarı olduğunu vurguladı. “Öcalan özgür olmadan, demokratik siyaset hakkı tanınmadan, yasal ve hukuki düzenlemeler yapılmadan, Öcalan’ın özgür çalışır ve yaşar koşulları sağlanmadan bu sürecin başarıyla yürümesi ve uygulamaya konması imkansızdır” şeklinde sözlerini tamamladı.
Öcalan’ın Kongreyi Yönettiği ve Sürecin Gelişimi
Gazetecilerin “Öcalan olmadan bu kongreyi toplayamazdık” şeklindeki sorusuna cevap veren Hozat, “Öcalan, bu kongreyi organize edebilecek ve yönlendirebilecek tek isimdir. Bu nedenle, Öcalan yeterli düzeyde katılım sağladı ve kongreyi yürüttü” dedi. Kongrenin, örgüt içi demokratik tartışmalar ve stratejik kararlar açısından büyük önem taşıdığını belirtti. “Bu süreçte, Öcalan’ın özgürce hareket etmesi ve yönlendirmesi, PKK’nin feshi ve silahlı mücadeleyi sonlandırma kararının hayata geçirilmesi açısından vazgeçilmezdir” ifadeleriyle, liderin rolüne dikkat çekti.
AKP ve İktidarın Oyalama Politikaları
Hozat, iktidarın yaklaşımını eleştirerek, “Oyalayan ve zamana yayan bir tutum söz konusu. AKP ve mevcut hükümet, bu süreci ciddi bir şekilde geciktirmek ve başka baharlara bırakmak istiyor” dedi. “Kongre sonrası yapılan tartışmalarda, iktidarın bu duruşunun ne kadar ciddiyetsiz ve zaman kazanma amacı taşıdığını net biçimde görebiliyoruz” diyen Hozat, ayrıca çatışmaların azaldığını, ancak ön cephelerde ve keşif faaliyetlerinin devam ettiğini belirtti. “Keşifler ve istihbarat çalışmaları, Kandil ve diğer bölgelerde yoğun bir şekilde sürüyor. Irak’taki Mahmur Kampı’na yönelik saldırılar ise, özellikle Erdoğan’ın Sudan ziyareti sonrası artış gösterdi” diye ekledi.
Türkiye’nin Suriye Politikası ve Kürtlerle Barışın Önemi
Hozat, Türkiye’nin Suriye’de etkili olabilmek ve bölgedeki gücünü sürdürebilmek için, Kürtlerle barışmak zorunda olduğunu vurguladı. “Türkiye, Kürtlere karşı yürüttüğü düşmanlık politikasını sürdürdükçe, Suriye’de de etkili olması mümkün değil. Eğer gerçekten bölgede söz sahibi olmak istiyorsa, Kürtlerle barışmak, onları kabul etmek ve birlikte hareket etmek zorundadır” dedi. “Aksi takdirde, Suriye’nin İsrail’in hegemonyası altında kalmaya devam edeceği ve bölgedeki güç dengesinin değişmeyeceği açıktır” diyerek, bölgesel stratejilerin anahtarının barış ve diyalog olduğunu belirtti.