Medipol Sağlık Grubu’ndan Uzman Uroloji Doktoru Prof. Dr. Ramazan Gökhan Atış’tan Böbrek Taşı Uyarıları
Medipol Sağlık Grubu’nun değerli uzmanı, Acıbadem Bölge Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Ramazan Gökhan Atış, böbrek taşı hastalığının, yaşam kalitesini ciddi şekilde olumsuz etkileyen ve gün geçtikçe daha fazla kişinin yaşamını tehdit eden bir sağlık sorunu haline geldiğine dikkat çekti. Prof. Dr. Atış, şiddetli ağrılar ve rahatsızlıklar yaratan bu hastalığın, özellikle Türkiye’de hızla artış gösterdiğine vurgu yaptı.
“Özellikle kavurucu yaz sıcaklarının etkisiyle birlikte artan sıvı kaybı, böbrek taşı oluşum riskini önemli ölçüde artırıyor. Ayrıca genetik yatkınlık, yüksek proteinli ve tuzlu beslenme alışkanlıkları, yetersiz su tüketimi gibi faktörler de bu sinsi hastalığın tetikleyicileri arasında yer alıyor” diyerek, böbrek taşı hastalığının oluşum nedenlerine dikkat çekti.
Prof. Dr. Atış, günümüzde gelişen teknolojik imkanlar sayesinde, hastaların taşlardan hızlı ve konforlu bir şekilde kurtulabileceğini belirtti. Modern tedavi yöntemlerinin, hastaların yaşam kalitesini artırdığını ve hastalığın tekrarını önlemede önemli rol oynadığını da sözlerine ekledi.
Beslenme Alışkanlıkları ve Taş Oluşumu Üzerindeki Etkisi
Türkiye’de böbrek taşlarının oldukça yaygın görüldüğünü ifade eden Prof. Atış, “Yapılan araştırmalar, ülkemizde böbrek taşı hastalığının toplumda görülme oranının %12-13 civarında olduğunu gösteriyor. Bu da yaklaşık 10 milyon civarında kişinin taş hastası olduğu anlamına geliyor. Dolayısıyla böbrek taşları, ülkemiz sağlık sistemi için ciddi bir sorun teşkil ediyor” dedi.
Beslenme alışkanlıklarının taş oluşumunu doğrudan etkilediğine vurgu yapan Prof. Dr. Atış, “Günlük sıvı tüketiminin en az 2,5 litre olması ve bu sıvının gün boyunca eşit şekilde alınması gerektiğini” belirtti. Ayrıca, “Tuz eklenmemiş yemekler tercih edilmeli ve protein alımı, kişinin kilosuna uygun şekilde sınırlandırılmalı. Örneğin, 70 kilogramlık biri için günlük 70 gram protein idealdir” şeklinde önerilerde bulundu.
Her Böbrek Taşı Ameliyatlık Mı?
Prof. Dr. Atış, her böbrek taşının acil cerrahi müdahale gerektirmediğine dikkat çekerek, “Eğer taş tıkanıklık, enfeksiyon veya şiddetli ağrı gibi sorunlara yol açmıyorsa, genellikle tedavi edilmesine gerek kalmıyor. Ancak belirtilerden biri bile mevcutsa, müdahale kaçınılmaz hale gelir” dedi. Günümüzde kullanılan teknolojik gelişmeler sayesinde, taş tedavisinin çok daha hafif ve konforlu hale geldiğini vurgulayan Atış, özellikle 2 cm’den küçük taşlar için genellikle şok dalgalarıyla taş kırma (ESWL) yöntemini tercih ettiklerini belirtti.
İleri durumlarda ise, kapalı ve minimal invaziv yöntemlerle, idrar yolundan girilerek lazer teknolojisiyle taşların toz hale getirildiğini ve bölgenin tamamen temizlendiğini ifade etti. Çok büyük taşlar için ise, sadece 1 cm’lik küçük bir kesi ile bel bölgesinden girilerek, taşların kolayca çıkarılabildiğine değindi.
Taşların Tipine Göre Tedavi ve Koruyucu Önlemler
Prof. Atış, yalnızca tedavi değil, aynı zamanda taş oluşumunu önleyici önlemlerin de büyük önem taşıdığını belirtti. “Hastanın taş yapısına uygun planlanan ilaç tedavileri, tekrar taş oluşumunun önüne geçiyor. Ayrıca yaşam tarzında yapılacak değişiklikler, dengeli beslenme ve aktif yaşam, böbrek sağlığını korumada büyük rol oynuyor” diye ekledi.
Son olarak, hastaların düzenli kontroller ve uzman önerileri doğrultusunda hareket etmeleri halinde, böbrek taşı hastalığının önüne geçilebileceğini ve yaşam kalitesinin artırılabileceğini sözlerine ekledi.
